DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen, 500 maddeden oluşan Eğitim Eylem Planı’nın ayrıntılarını anlattı.
Konuşmasına 2012, 2013 ve 2014 yıllarında eğitime ve hukuka yaptığı vurguları izleterek başlayan Babacan, “O gün de söyledim. Bugün de söylüyorum: Türkiye’yi kanatlandıracak asıl formül hukuk ve eğitimdir.” dedi.
“Eğitimde ezber bozmaya hazırlanıyoruz”
Babacan, eğitimde ezber bozmaya hazırlandıklarını iddia ederek, “Birinin ‘Ben şöyle nesil yetiştireceğim’, ötekinin ‘Ben de böyle nesil yetiştireceğim’ bakışı eğitimi dar kalıplara sokmak demektir. Biz çocuklarımızı ve gençlerimizi sığdırmaya çalıştıkları tüm o dar kalıpları reddediyoruz. Hepsini ama hepsini reddediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Bakana göre değişen eğitim sistemi olmayacak”
Geniş çalıştaylar yapacaklarını söyleyen Babacan, şunları kaydetti:
“25 yıllık ‘Master Eğitim Planı’ ilan edeceğiz. Bir nesil demek. Biz bir teklif ortaya koyduk; eksikleri tamamlarız, yanlışları düzeltiriz. 25 yıllık Eğitim Master Planımızı, önce 1 yıllık acil eylem planıyla, sonra da 3 yıllık ve 5 yıllık planlarla geliştirmenin hazırlığını yapmış olacağız. DEVA Türkiye’sinde, gelen giden bakana göre değişen bir eğitim sistemi olmayacak. Gelen giden bakanın zihni arka planıyla sınırlandırılmış ve yapboza dönmüş bir eğitim sistemi olmayacak. Ne olacak? İşi bilenlerle, uzmanlarla hazırlanmış, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal tüm gerçeklerini gözeten, siyasal ve toplumsal uzlaşmayla hazırlanmış Master Eğitim Planı olacak.”
“Okul öncesi eğitimin ilk 2 yılını isteğe bağlı, son 1 yılını zorunlu yapmak istiyoruz”
Babacan, eğitimi 3 yaşında başlatacaklarını belirterek, “Temel eğitim sürecini; okul öncesi 3 yaşında başlattığımız 3 yıl+4+5+3 olarak yeniden yapılandıracağız. Bazı aileler 3 yaşında çocuklarının okula gitmesi konusunda tereddütler varsa, hayhay. Biz, 3 yaşındaki çocukların sünger gibi her şeyi emmeye hazır olduğu yıllarda bazı fırsatları kaçırmadan becerilerini geliştirmelerinin eğitim sistemi açısından daha doğru ve iyi olduğunu düşünüyoruz. Okul öncesi eğitimin ilk 2 yılını isteğe bağlı, şu an anasınıfı dediğimiz son 1 yılını ise zorunlu yapmak istiyoruz. İlk 3 yıl böyle. Ardından 12 yıllık eğitim 4+5+3 olarak devam edecek.” şeklinde konuştu.
“İnsan yetiştireceğiz, robot değil”
Eğitim sisteminin temel amacının sınav olmadığını ileri süren Babacan, “Çocuklarımızın gerçek yaşamdan, üretimden ve yaratıcılıktan kopmasına izin vermeyeceğiz. İnsan yetiştireceğiz, robot değil. Çocuklarımızın analiz, sentez ve yaratıcılık becerilerini geliştirmek zorundayız. Çocukların; temel hak ve özgürlükleri, etik değerleri içselleştirmelerini sağlayacak bir bakış açısıyla bakmak zorundayız.” dedi.
“En az iki dil: Yabancı dil ve programlama dili”
Babacan, öğrencileri Türkçe dışında en az iki farklı dille yetiştireceklerine değinerek, “Biri yabancı dil. İkincisi ise bilgisayar programlama dili olacak. Yarının dünyasında kodlama becerileri, bizim neslimizin dört işlem becerileri gibi bir şey.” diye konuştu.
“İmam Hatip Liseleri’ni kapatmak yok, ‘zorunlu adres’ haline getiren uygulamalara son vereceğiz”
İmam Hatip Liselerini sürdürürken gerçek talebi dikkate alacaklarını dile getiren Babacan, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bazen görüyorum, sağda solda ‘Yok şu okul kapatılsın, yok bu kapatılsın’ gibi lafları çok görüyoruz. Açık açık konuşalım: ‘İmam Hatip Liseleri Kapatılsın’ diye alttan alta propaganda olduğunu duyuyoruz. Burada durun bakalım. Kapatmak yok. İmam Hatip Liselerini ‘zorunlu adres’ haline getiren uygulamalara son vereceğiz. Önce Fen, Anadolu, Mesleki Teknik ve İmam Hatip Liselerinin okullaşma oranlarını tespit edeceğiz. Bu okullara ulaşma sorunu olan velilerimizin güçlüklerini çözmek için yardımcı olacağız. İhtiyaç analizi yapacağız. Buna göre de ne gerekiyorsa yapacağız. Esas ne? Özgürlük. Vatandaşlarımıza seçenekler sunmak.”
Eğitim harcamaları için kart çıkarılacak
Babacan, Eğitim Destek Banka Kartı çıkaracaklarına belirterek, “Maddi ihtiyacı olan öğrencilerimizin eğitim harcamalarını bu kartla yapmasını sağlayacağız. Öğrencimiz yetişkin olana kadar da bu kartı sadece eğitim harcamaları için velisi kullanabilecek.” dedi.
“YÖK’ü kaldıracağız”
İktidara gelmeleri durumunda YÖK’ü kaldıracaklarını söyleyen Babacan, “Bilim, sanat, fikir, teknoloji üretiminin özgürlükle beraber geleceğini çok iyi biliyoruz. Ne zaman ki üniversiteler baskı altına alındı, ilk 500’de üniversitemiz kalmadı.” şeklinde konuştu.
“Cumhurbaşkanı adayımız katılımcı anlayışla çalışacak”
Babacan, Cumhur İttifakı temsilcilerinin altılı masanın cumhurbaşkanı adayına ilişkin sözleri üzerine gelen bir soruya şu yanıtı verdi:
“İktidar tarafında bütün yetkilerin bir kişide toplanmasıyla ilgili perspektif var. Biz taraflı partili cumhurbaşkanının aklına her geleni yaptığı sistemden parlamenter sisteme geçmek istiyoruz. Onlar, ‘Bizim kralımız var. Sizin kralınız kim olacak?’ diyorlar. Halbuki cumhurbaşkanı adayımız seçildiğinde kral falan olmayacak; katılımcı bir anlayışla, istişareyle çalışacak. Önerimizi anlamaları için demokrat zihniyet gerekiyor. Biz krallık değil demokrasi diyoruz.”
“Göreceksiniz; iktidar tarafından dahi adayımıza destek olacak”
HDP’nin aday çıkarma kararına ilişkin konuşan Babacan, “HDP’yle diyalogu olan siyasi partiler var. Bizim de var. Bu, diyalog çerçevesinde bugüne kadar gündeme gelen bir konu olmadı. Bundan sonraki süreçte gündeme gelmeyeceği anlamına da gelmez. Sadece HDP bağlamında söylemiyorum; ortak cumhurbaşkanı adayımıza hem iktidar tarafından hem tabii ki altılı masadan hem de diğer partilerden destek almayı çok arzu ederiz. Göreceksiniz; iktidar tarafından dahi adayımıza destek olacaktır. Diğer tüm partilerin desteğini almayı da çok arzu ederiz.” ifadelerini kullandı.
“Alkollü içecek tarafındaki vergilerin ölçüsü kaçmış durumda”
Babacan, sigara ve alkollü içecek verilerine ilişkin, “Türkiye’de sigara ve alkollü içecekler üzerindeki vergilendirmede denge tamamen bozuldu. Alkollü içeceklerdeki vergi caydırıcılık seviyesini geçti, tam tersine kaçak alkollü içecek üretiminin önünü açtı. Bu ciddi sağlık sorunlarına oluşturmaya başladı. Sigara tarafındaki vergiler gelişmiş ülkeler gibi olması gereken noktada iken, alkollü içecek tarafındaki vergilerin ölçüsü kaçmış durumda. Yaşam tarzına müdahale kokusu olmaması lazım.” değerlendirmesini yaptı.
Eylem planının ayrıntılarını DEVA Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Mustafa Ergen anlattı.
“Uzun vadeli hedef: Öğretmen atamaları KPSS puanıyla olmayacak”
Eğitim hamlelerini mutlu bir öğretmen kitlesiyle yapmalarının gerektiğini belirten Ergen, “Atama bekleyen öğretmenlerimiz var. Öğretmenlik tanımını zenginleştirerek, Eğitim Fakültelerinde arz-talep dengesi kurarak, gölge öğretmen uygulamasına geçerek öğretmenlik mesleğinin parçası yapmak istiyoruz. PİKTES’li öğretmenlerimizi atama sürecinin bir parçası yapmak istiyoruz. KPSS puanları aynıysa, deneyim puanlarıyla değerlendirmek istiyoruz. Mülakatı kaldıracağımızı deklare ettik; uzun vadede Kamu Personel Seçme Sınavı(KPSS) ile öğretmen atamasının önüne geçeceğiz.” diye konuştu.
“Fonksiyonel farklılık getireceğiz, eşit işe eşit ücrete katılıyoruz”
Ergen, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun kimseyi memnun etmediğini ileri sürerek, “Sınava tabi olan bir memnuniyetsiz vardı, kaldırılması gerek. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda sınav sistemi değil, performans değerlendirmesi yapacağız. Ama uzmanlık ve başöğretmenlik gibi konularda fonksiyonel farklılık getireceğiz. Eşit işe eşit ücrete katılıyoruz. Fonksiyonel farklılıkla kariyer mesleğini oluşturmak istiyoruz.” dedi.
“LGS’yi kaldırmayı hedefliyoruz”
Uzun vadede Liselere Geçiş Sistemi’ni(LGS) kaldıracaklarını ve yükseköğretim kurumları sınavlarındaki stresi azaltmayı taahhüt ettikleri söyleyen Ergen, “Ortaöğretim başarı puanlarını tekrar adil bir işleve oturtacağız. Öğretmen notunun doğru ve gerçekçi verilmesi için geri beslemeli, teknolojiye dayalı sistemi tesis edeceğiz. Her öğretmenin notu öğrencinin ilerideki başarısına göre etki ağırlığıyla ölçülecek. Eğer iyi bir not vermişse ve öğrencisi iyi bir başarı sağıyorsa, etki ağırlığı yüksek olacak. Kötü bir not vermişse ama öğrenci iyi bir başarı göstermişse düşük olacak.” ifadelerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı