«
  1. Anasayfa
  2. Gündem
  3. Hibya’da Ekonomi Sohbetleri başladı

Hibya’da Ekonomi Sohbetleri başladı

Hibya’da Ekonomi Sohbetleri başladı

Hibya Haber Ajansı stüdyolarında  İlkay Arıkan moderatörlüğünde  ‘Ekonomi Sohbetleri’nin ilk yayını gerçekleşti.  

Hibya, Ekonomi Sohbetleri kapsamında Ekonomist Dr. Can Pamir’i hibya stüdyolarında ağırladı. Sohbet havasında gerçekleşen yayının ilk konusu Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı ekim ayı enflasyon rakamları oldu.

‘Uçağın radarını doğru göremezseniz, uçağı doğru idare edemezsiniz.’ diyen  Ekonomist Dr. Can Pamir, enflasyonun çok önemli bir veri olduğunu vurguladı.

“Türkiye’yi dünyayla karşılaştırdığımızda 10 kat bir enflasyon var”

Can Pamir, herkesin dünyada enflasyonun yüksekliğinden şikayet ettiğini belirterek, “Burada doğru veriyi alamadığınız zaman diğer ekonomik durumları kontrol etmeniz ve uçağı ona göre kontrol etmeniz oldukça  zor oluyor. Bunun yanında  85,5 oldukça yüksek bir rakam. Herkes dünyada enflasyonun yüksekliğinden şikayet ediyor ama ortalamaya bakıldığında dünya enflasyonu 8’ler de.. Biz 10 katından daha fazla bir enflasyondan bahsediyoruz. Resmi rakamın 85,5 olduğunu varsaysak  Türkiye’yi dünyayla karşılaştırdığımızda 10 kat bir enflasyon var.” dedi.

Moderatör İlkay Arıkan, global enflasyonun bugünün sorunu olmadığına dikkat çekti.

Arıkan konuşmasında, “Genel yapısal sorunlarımızın hep hasıraltı edilmesi, bir yerde patlak verecekti. Nasıl ki bugün konuştuğumuz global enflasyon, aslında bugünün sorunu değilse veya pandeminin sorunu değilse, 2018 krizinden bu yana Merkez Bankaları dünyada paraların musluğunu açtılar, Nobel ödülünü almış olan Ben Bernanke’i getirdi, FED’in başına oturttular. Zaten kendi teorik alt yapısını hazırladığı ekonomik yapıya göre dolarları saçan, bunları saçmasıyla başlayan süreç, bütün dünyanın para musluklarını açmalarına sebep olmuştu. Biz bu fırsatı 2013’te paralar geri çağırılmaya başlayıp Amerika tekrar faiz yükseltmeye başlayınca hep sürecek sandık.” İfadelerine yer verdi.

Ekonomi birimiyle zıtlaşan bir ekonomi politikası izlemek yerine daha uyumlu bir ekonomi politikası izlenseydi daha makul enflasyon rakamlarına ulaşılabileceğinin mümkün olduğunu söyleyen İlkay Arıkan, “Kendimize ders alacağımız yerde sorunları halının altına süpürdük. Geçen sene tamamen ekonomi birimiyle zıtlaşan bir ekonomi politikası izlemek yerine daha uyumlu bir ekonomi politikasıyla belki daha makul enflasyon rakamlarına ulaşabilirdik.” şeklinde konuştu.

“Bizim enflasyonumuz 10 kat fazlaysa biz bir yerde hata yaptık”

Pandemiden önce  enflasyonun yüzde 15-20 civarında olduğunu dile getiren Dr. Pamir, şunlara değindi:

“Pandemiden önce dünyanın enflasyonu  yüzde 3-4 civarındaydı. 4-5 kat bir enflasyondan bahsediyoruz. Bizim enflasyonumuz 10 kat fazlaysa biz bir yerde hata yaptık. Tüm dünyadan bizim enflasyonumuz hep daha yüksekti ama 4 kat yüksekti, 10 kat daha yüksek hale geldi. Ekonomi finans biriminin dışından ortodoks denen bir takım politikalar uygulanmasının sonucunda bu noktaya geldik. Bugün bunları yaptığımız vakit bir süre sonra farklı şekillerde bedelleri ortaya çıkamaya başlayacak. Hatta yavaş yavaş çıkmaya başladı. İhracatımız yüzde 3 artarken ithalatımız onun misliyle artmış durumda. Bu da bizi ciddi bir cari açıktan kaynaklanan kur baskına doğru itiyor gibi görünüyor.”

Moderatör Arıkan, doğru tercihler yapılsaydı çok sapmadan benzer rakamlara ulaşılabileceğinin altını çizdi.

Arıkan, “Bizim hatamız, makro tedbirlerle cari açığımızı azaltmak yoluna gitmeyi düşünürken mikro tedbirlerle orada cari açığı azaltmayı veya dolarizasyonu makro tedbirlerle önlemeye çalışacağımız yerde mikro tedbirlerle doları önlemeye çalışmak gibi tedbirleri seçtiğimiz için başımıza bunların geldiğini düşünüyorum. Yoksa biz de aynı evrende yaşayan benzer ekonomik koşullara sahip, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerden doğru tercihler yapsaydık çok sapmayacaktık ve benzer rakamlara ulaşacaktık.” İfadelerini kullandı.

“Göbeğin büyür, ayağın büyür ama dengesiz bir hal alırsın”

 ‘Toplam büyümeye bakarken kalkınmayı unuttuk’ diyen Ekonomist Dr. Pamir, “Belki büyümemiz biraz az olacaktı, rekorlar kırmayacaktık ki orada da biz büyümeye o kadar konsantre olduk ki, büyüme önemli ama kalkınma denen başka bir kavram var. Sen dengeli büyümezsen, gelir dağılımın düzelmezse, katma değerin artmazsa bu sefer göbeğin büyür, ayağın büyür ama dengesiz bir hal alırsın.” dedi.

Kalkınma ve büyüme arasındaki farkı bir anısına değinerek anlatan moderatör İlkay Arıkan, şunları aktardı:

“Eğlenceli bir anıyı anlatma fırsatı verdi. 1983 yılında üniversiteye başladığımda, ilk yayıncılık girişimim kalkınma ekonomisi dersinde hocanın baskısı bitmiş kitabı fotokopiyle çoğaltma işiydi. O kitabı bana verdi ve sınıftaki arkadaşlarıma kadar çoğaltmamı istedi. Ben o zaman küçük bir girişim yaptım ama o girişim de orada kaldı sadece. O kitap da işte kalkınmayla büyüme arasındaki farkı açıklayan şey. Büyüme gerçekten bir şişkinlik. Rakamsal büyüme var ama bunun kalkınma olabilmesi için bünyeye sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesi gerekiyor. 
Bizim üniversiteye başladığımız zamandan beri hükümetlerimizde gördüğümüz şey büyümeyi önceleyen kalkınmayı geri planda bırakan tecrübeler politikalar tercih etmeleri oldu. Belki de siyasetin mantığı bunu gerektiriyor. Bakıldığı zaman ülkedeki oy oranlarıyla siyasi seçimlerin arasındaki korelasyonu bakıldığı zaman da ne zamanki ülkede büyüme var o parti iktidarına devam etmiş. Ne zaman ki büyüme küçülmüş o parti iktidarı kaybetmiş. Belki de bizim siyasetçimizin dengeyi kurması gereken yer biraz taviz vermesi gereken yer burası olacak.” 

Ekonomist Dr. Can Pamir, kalkınma için büyümenin şart ama yeterli olmadığını vurguladı.

Pamir, serbest piyasa ekonomisinden çıkıldıkça verimliliğin ciddi anlamda olumsuz etkilendiğine dikkat çekerek, “Kalkınma için büyüme şart, ama yeterli değil. Bunun dengeli olması lazım. Kredi var ama kimse krediye ulaşamıyor gibi garip bir durum söz konusu. Krediye ihtiyacı olan firmalar krediye ulaşamıyor, ihtiyacı olan firmalar ulaşabiliyor. Belirli bir kesim, daha bir büyüme yaratıyor. Esas büyümesi gerekenler o kadar bu finansmandan yararlanamadıkları için zavallı durumda kalıyor. Makro düzenleme yapılmadan mikro şeylerle gidildiği zaman çalışmıyor. Serbest piyasa ekonomisinin dışından çıktık. Arz talebin esas tanımlayıcı olduğu noktadan biz bir şekilde uzaklaşmaya başladık. Beni ürküten bu oluyor.” sözlerine yer verdi.
 

Hibya Haber Ajansı

Bir Cevap Yaz

Haber Oku Hakkında

Bir Cevap Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *