2013 yılında kurulan Nayla Haute Couture, sektördeki başarılarını ödülle taçlandırdı. Tasarımları ve kalitesiyle ön plana çıkan markanın kurucuları Hülya Karadaş ve Suzan Karadaş ödüllerini gecenin sunucusu Özge Ulusoy’dan aldı. Gecede düzenlenen defilede özel koleksiyon sergileyen firmanın tasarımları çok beğenildi.
İzmir’in ‘en iyilerini’ buluşturan 3’üncü Altın Ege Ödülleri, düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Sanat, spor, iş dünyası ve cemiyet hayatının önemli isimlerinin ödüllendirildiği gecede çok sayıda başarılı kişi ve firmaya ödüller verildi.
Seçkin davetlilerin katıldığı Altın Ege Ödülleri’nin verildiği tören, İzmir Tepekule Kongre Merkezi’nde yapıldı. Gecenin sunuculuğunu başarılı manken ve sunucu Özge Ulusoy yaparken düzenlenen defilenin baş mankeni Ece Gürsel ise güzelliği ve zarafeti ile dikkat çekti.
İzmir’e değer katan marka ödülünü almaya hak kazanan Nayla Haute Couture kurucularından Hülya Karadaş, “Maddi zorluklardan dolayı 13 yaşındayken bir gömlek atölyesinde iş hayatıma başlamış bulundum. 17 yaşında gelinlikle tanıştığımda çok heyecanlandım ve gitmem gereken yolun bu olduğuna karar verdim. 25 yıldır moda sektörüne stilist olarak değer katıyorum ve iyi ki yıllar önce bu kararı vermişim diyorum. Moda benim için tarif edilemez bir tutku, bir yaşam formu adeta. Bu yolda yürürken tecrübe edindiğim en güzel şey; her zaman öğrenilecek bir şey olduğu ve bunun yaş ve zamandan bağımsız oluşu oldu. Bu bağlamda başarımızın temel maddesi yeniliğe verdiğimiz önem ve öğrenme hevesimiz diyebilirim” ifadelerini kullandı.
Firma kurucularından Suzan Karadaş, “Hülya’nın ikiz kardeşiyim. Gümüş takı ve kıyafet tasarımcısı olarak 12 yıldır sektördeyim. ‘Nayla Haute Couture’ markamızı 2013 yılında kurduk ve 9 yıldır sektöre kendi özgünlüğümüzde tasarımlar ürettiğimiz için çok mutluyuz. Bizler eğitimli değil, alaylıyız. İşi sahasında en ince ayrıntıları ve püf noktaları deneyimleyerek öğrendik. Teknik ayrıntılar içinse en önemli eğitmenlerden modelist ve stilistlik dersleri aldık. Marka olarak, tasarımlarımıza hem modern hem de vintage esintileri değdiriyor, her tarza ve yaşa hitap ediyoruz. Teslimat zamanı görmüş olduğumuz güler yüzler ve aldığımız dualar Nayla Haute Couture ailesi için paha biçilemez.”
Açıklamalarına devam eden Suzan Karadaş, “Günümüz dünyasında moda, hızına yetişilemeyen bir şey gibi. Bu hıza yetişebilmek, onunla aynı hızda ilerleyebilmek, onu kavramak çok önemli. İşte bizim yaptığımız, sektöre ve müşterilerimize sunduğumuz tam olarak bu! Gelin adaylarımızla yapılan ilk görüşmelerimizde, hayallerindeki gelinliklerini dinliyor ve çiziyoruz. Sonrasında o gelinlik formunun, vücut proporsiyonlarıyla uyumlu olup olmadığına bakıyoruz. Eğer uygunsa, firma olarak o gelinliği, gelinlerimizin de takip edebilmesine olanak sağlayarak, hayallerinin de ötesinde olacak bir şekilde tasarlıyoruz. Zaten işimiz özel dikim olduğu için, her bedene uygun gelinlikleri büyük bir özen ve ince ayrıntılarla dikiyor ve tasarlıyoruz. Gelinlik sektöründe belirli bazı kurallar vardır. Fiziksel durumlar gelinliğe yön verir. Bu meslekte insan hem kendi kurallarına hem de aldığı bildirilere uyarsa ortaya çok güzel işler çıkar. Bir gelinlik ne kadar pahalıysa o kadar güzel olur diye bir mevzu yoktur. Sade bir tülle bile, ortaya çok güzel bir gelinlik çıkabilir. Önemli olan gelin adaylarının tavsiyelerimize ve tecrübelerimize güvenip bizleri dinlemesi. Gelinlerin vücutlarını tanımaları, çevreye göre değil kendi zevk ve isteklerine göre ilerlemeleri onlara en büyük tavsiyemizdir. Hali hazırda uzaktan ölçülerle yurt dışındaki müşterilerimize tasarımlar yapıyor olsak da sonraki hedefimiz fiilen orada bulunmak ve bizlere sunulan övgü ve teşekkürleri orada yüz yüze kabul edebilmek! Birkaç yıl içinde adımızı yurt dışında duyurmak için çok büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Nayla Haute Couture gelini olmak bir ayrıcalıktır. Kalite asla tesadüf değildir” şeklinde konuştu.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
Bir Cevap Yaz